ABD’nin en büyük enerji şirketlerinden Exxon Mobil’in, yüksek fayda sağlayan fosil yakıt üreticilerine ek vergiler koyma kararı alan Avrupa Birliği’ne (AB) dava açtığı bildirildi.
The Financial Times’ta yer alan habere göre dava, Exxon’un Alman ve Hollandalı yan kuruluşları tarafından Lüksemburg’daki Avrupa Genel Mahkemesi’nde açıldı.
Exxon Sözcüsü Casey Norton, yüksek elektrik maliyetlerinin ailelere ve şirketlere ağır yük getirdiğinin farkında olduklarını ancak söz konusu verginin tam tersi etki yaratarak yatırımcı güvenini zedeleyeceğini, yatırımı caydıracağını ve ithal güce bağımlılığı artıracağını belirtti.
Exxon’un son 10 yılda Avrupa’daki rafineri projelerine 3 milyar dolar harcadığına işaret eden Norton, Avrupa’nın Rusya’dan elektrik ithalatını azaltmakta zorlandığı bir dönemde şirketin üretimi artırdığını kaydetti.
Norton, Exxon’un artık Avrupa’daki “milyarlarca avroluk yatırımı” değerlendirirken vergiyi dikkate alacağını söyledi. “Buraya yatırım yapıp yapmamamız, öncelikle Avrupa’nın ne kadar çekici ve küresel olarak rekabetçi olacağına bağlı.” değerlendirmesini yaptı.
Eylül ayında AB üye ülkeleri, elektrik krizine karşı elektrik talebinin zorunlu olarak kısılması, düşük maliyetli elektrik üreticilerinin gelirlerinin kesilmesi ve fosil yakıt üreticilerinin katkısını içeren tedbirler konusunda anlaşmaya vardı.
AB Komitesi’nin hazırladığı öneriler arasında, üye ülkelerin toplam elektrik tüketiminin gönüllü olarak yüzde 10 oranında azaltılması, en yoğun saatlerde elektrik tüketiminin yüzde 5 oranında azaltılması, yenilenebilir, nükleer ve kömür kaynaklarından elektrik üretenlerin gelirinin yüzde 180 ile sonlandırılması yer alıyor. Megavat saat başına Euro ve “fosil yakıt şubesinden dayanışma”. Vergilerin “katkı” adı altında tahsil edilmesini içeriyordu.
Yeni vergi düzenlemesinin 31 Aralık itibarıyla yürürlüğe girmesi beklenirken, 2022-2023 döneminde vergiye tabi kazançlara en az yüzde 33 oranında vergi uygulanması öngörülüyor.
Exxon Mobil’in açtığı dava, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının ardından artan elektrik fiyatları döneminde, batılı hükümetlerin petrol endüstrisi üzerindeki hedefli vergilendirmesine değerli bir yanıt olarak yorumlanıyor.
